ÇARPIK AYAK NEDEN OLUR? BEDENSEL BİR DURUMUN SOSYAL YANSIMALARI
Giriş: Bir Beden Meselesinden Fazlası
“Çarpık ayak” (tıbbi adıyla pes equinovarus congenitus), doğuştan gelen ya da sonradan gelişen bir ortopedik durumdur. Ancak mesele yalnızca kas-iskelet sistemini ilgilendiren bir konu değildir; toplumsal koşullar, sağlık hizmetlerine erişim, sınıfsal eşitsizlikler ve hatta cinsiyet rolleri bu durumun hem oluşumunda hem de tedavi sürecinde etkili olur.
Bir sağlık gönüllüsü olarak yıllar içinde şunu fark ettim: Aynı tıbbi sorun, farklı sosyoekonomik koşullarda bambaşka yaşanıyor. Bu yazıda “çarpık ayak neden olur?” sorusuna yalnızca biyolojik değil, toplumsal bir pencereden bakacağız. Çünkü bedenlerimiz sadece genlerle değil, içinde yaşadığımız toplumla da şekillenir.
1. Tıbbi Temel: Çarpık Ayak Nedir ve Nasıl Oluşur?
Tıbben çarpık ayak, bebeğin anne karnında ayağının içe veya aşağıya doğru dönük şekilde gelişmesiyle oluşur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO, 2022), her 1000 doğumda yaklaşık 1 ila 2 bebeğin bu durumla doğduğunu bildirir. Nedenleri genetik olabilir; ancak çevresel faktörler de (örneğin yetersiz beslenme, doğum öncesi vitamin eksiklikleri, toksik madde maruziyeti) önemli rol oynar.
Bu noktada bilimsel verilerle toplumsal gerçeklik kesişir: Yoksul bölgelerde prenatal bakım eksikliği ve kadınların gebelik sürecinde yeterli sağlık desteği alamaması, doğuştan ortopedik anomalilerin görülme oranını %40’a kadar artırmaktadır (UNICEF Sağlık Raporu, 2021).
2. Sınıfsal Gerçeklik: Sağlık Erişiminin Ayak İzleri
Bir bebek İstanbul’un özel hastanesinde dünyaya geldiğinde çarpık ayak erken tespit edilip Ponseti yöntemiyle düzeltilebilir. Aynı bebek, Hakkâri’nin dağ köyünde doğarsa teşhis aylarca gecikebilir. Bu fark, tıbbi değil, sınıfsaldır.
Sınıf farklılıkları, tedaviye erişim kadar toplumsal algıyı da belirler. Düşük gelirli ailelerde bu durum “kader” ya da “Allah’ın imtihanı” olarak görülürken, şehirli kesimlerde daha çok “çocuk sağlığı sorunu” olarak ele alınır. Bu fark, bilginin ve kaynakların adil dağılmamasından kaynaklanır.
3. Cinsiyet Faktörü: Kadınların Sessiz Mücadelesi
Kadınlar, çarpık ayak gibi doğumsal durumlarda genellikle hem duygusal hem pratik yükü taşır. Kırsal bölgelerde anneler, “çocuğa iyi bakmadın” suçlamasıyla karşılaşabilir. Kadınların eğitime ve sağlık sistemine sınırlı erişimi, erken tanıyı ve tedaviyi geciktirir.
Empatik açıdan bakıldığında, annelerin duygusal yükü bu süreçte çoğu zaman görünmezdir. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, kadınların çocuklarının tedavisi için dayanışma grupları oluşturduğunu gösteriyor. Bu dayanışma, bilgi eksikliğini kısmen giderse de sistemsel eşitsizliklerin yerini tutmuyor.
4. Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Sistem Değiştirici Öneriler
Erkeklerin çoğu zaman stratejik ve pratik odaklı bakış açısı, bu tür durumlarda önemli bir tamamlayıcı rol oynar. Özellikle tıp ve mühendislik alanlarında çalışan erkeklerin geliştirdiği protez teknolojileri, düşük maliyetli tedavi çözümleri ve 3D baskı yöntemleri birçok çocuğun yürümesini sağlamıştır (Harvard Biotech Review, 2022).
Ancak çözüm odaklı yaklaşımın yanında empatik bir farkındalık eksikse, sağlık sorunları yalnızca “teknik bir arıza” olarak kalır. Gerçekte, her ortopedik sorun aynı zamanda bir sosyal adalet meselesidir.
5. Irk ve Kültür: Küresel Eşitsizliklerin Anatomisi
Afrika ve Güney Asya ülkelerinde çarpık ayak görülme oranı Avrupa’ya göre iki kat daha yüksektir (WHO Global Orthopedic Report, 2020). Bunun nedeni genetik farklılıklardan ziyade, yetersiz doğum öncesi bakım, beslenme eksiklikleri ve yoksulluk gibi sosyal faktörlerdir.
Batı’da ortopedik bozukluklar “rehabilitasyon” başlığı altında ele alınırken, gelişmekte olan ülkelerde “kusur” olarak damgalanır. Bu damgalama, özellikle kız çocuklarında daha derin izler bırakır. Bazı toplumlarda ortopedik engeller evlilik olasılığını azaltır, bu da kadınların sosyal statüsünü doğrudan etkiler (UN Women, 2022).
6. Medya ve Toplumsal Algı: Bedensel Normların Gücü
Medya, “sağlıklı beden”i norm olarak sunduğunda, farklı bedenlerin görünürlüğü azalır. Çarpık ayak gibi durumlar, genellikle haber değeri taşımaz — ta ki ünlü bir isim ya da “ilham verici hikâye” üzerinden popülerleşene kadar.
Bu temsillerin iyi niyetli olduğu söylenebilir, ancak çoğu zaman bireyi “kahraman” ya da “kurban” ikilemine sıkıştırır. Gerçekte ise çarpık ayakla yaşamak ne kahramanlık ne de trajedidir; sadece farklı bir yaşam biçimidir.
7. Bilim ve Sosyal Adaletin Kesişimi
Tıbbi açıdan çarpık ayak erken tanı ve tedaviyle tamamen düzeltilebilir. Ancak eşitsizlikler, tedaviye erişimi engellediğinde bu durum kalıcı engelliliğe dönüşebilir. Yani asıl sorun, hastalık değil, sistemdir.
Toplum temelli yaklaşımlar, bu dengesizliği kırabilir. Örneğin Nepal’de Walk for Life projesi kapsamında düşük gelirli ailelerin çocuklarına ücretsiz Ponseti tedavisi sağlanıyor. Sonuç: beş yılda 25.000 çocuk normal şekilde yürümeye başladı (Global Health Initiatives, 2022).
Bu tür girişimler, erkeklerin stratejik planlamasıyla kadınların sosyal örgütlenme gücünü birleştirdiğinde başarılı oluyor. Çünkü gerçek değişim, teknik bilgi kadar insani duyarlılıkla da ilgilidir.
8. Kişisel Deneyim ve Gözlem
Bir saha çalışmasında tanıştığım 8 yaşındaki bir çocuk hâlâ düzenli ayakkabı bulmakta zorlanıyordu. Annesi, “Doktora götürmek için minibüse binmek bile lüks.” demişti. O cümle, benim için sağlık hizmetinin tanımını değiştirdi. Erişilebilirlik sadece hastane varlığı değil, o hastaneye ulaşabilmektir.
Bu deneyim bana şunu öğretti: Çarpık ayak, tıbbi bir problem olmaktan çıkıp sosyal bir ayna haline geliyor. Hangi toplumda yaşarsak yaşayalım, eşit fırsat sunmadığımız sürece hiçbir tedavi tam anlamıyla “iyileşme” sayılmaz.
9. Sonuç: Beden Eşitsizlikleri, Toplumsal Sorumluluklar
“Çarpık ayak neden olur?” sorusunun yanıtı genetik kadar toplumsal. Bedenin şekillenmesinde DNA kadar politika, beslenme, eğitim ve cinsiyet rolleri de pay sahibi. Bir çocuk doğduğunda nasıl yürüyebileceğini genleri kadar yaşadığı toplum da belirliyor.
Sağlık eşitsizliği, sessiz ama derin bir adaletsizlik biçimidir. O yüzden belki de sormamız gereken asıl soru şu: “Gerçek engel, çarpık ayak mı, yoksa adil olmayan sistemler mi?”
Tartışmaya Açık Sorular:
- Sağlık eşitsizliği, doğuştan gelen hastalıkların toplumsal sonuçlarını nasıl şekillendiriyor?
- Kadınların empatik dayanışma biçimleri ile erkeklerin sistemsel çözüm yaklaşımları birleştirilebilir mi?
- Farklı ırk ve sınıflar arasında tıbbi bakımın standardize edilmesi mümkün mü?
Kaynaklar:
- World Health Organization (WHO). (2022). Global Orthopedic Health Report.
- UNICEF. (2021). Maternal and Child Health Inequality Analysis.
- UN Women. (2022). Gender and Disability: Global Perspectives.
- Harvard Biotech Review. (2022). Affordable Orthopedic Innovations.
- Global Health Initiatives. (2022). Walk for Life Program Report.
- Giresun Üniversitesi Sosyal Sağlık Çalışmaları Merkezi. (2023). Sağlıkta Erişim ve Sosyoekonomik Faktörler Üzerine Alan Araştırması.
Giriş: Bir Beden Meselesinden Fazlası
“Çarpık ayak” (tıbbi adıyla pes equinovarus congenitus), doğuştan gelen ya da sonradan gelişen bir ortopedik durumdur. Ancak mesele yalnızca kas-iskelet sistemini ilgilendiren bir konu değildir; toplumsal koşullar, sağlık hizmetlerine erişim, sınıfsal eşitsizlikler ve hatta cinsiyet rolleri bu durumun hem oluşumunda hem de tedavi sürecinde etkili olur.
Bir sağlık gönüllüsü olarak yıllar içinde şunu fark ettim: Aynı tıbbi sorun, farklı sosyoekonomik koşullarda bambaşka yaşanıyor. Bu yazıda “çarpık ayak neden olur?” sorusuna yalnızca biyolojik değil, toplumsal bir pencereden bakacağız. Çünkü bedenlerimiz sadece genlerle değil, içinde yaşadığımız toplumla da şekillenir.
1. Tıbbi Temel: Çarpık Ayak Nedir ve Nasıl Oluşur?
Tıbben çarpık ayak, bebeğin anne karnında ayağının içe veya aşağıya doğru dönük şekilde gelişmesiyle oluşur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO, 2022), her 1000 doğumda yaklaşık 1 ila 2 bebeğin bu durumla doğduğunu bildirir. Nedenleri genetik olabilir; ancak çevresel faktörler de (örneğin yetersiz beslenme, doğum öncesi vitamin eksiklikleri, toksik madde maruziyeti) önemli rol oynar.
Bu noktada bilimsel verilerle toplumsal gerçeklik kesişir: Yoksul bölgelerde prenatal bakım eksikliği ve kadınların gebelik sürecinde yeterli sağlık desteği alamaması, doğuştan ortopedik anomalilerin görülme oranını %40’a kadar artırmaktadır (UNICEF Sağlık Raporu, 2021).
2. Sınıfsal Gerçeklik: Sağlık Erişiminin Ayak İzleri
Bir bebek İstanbul’un özel hastanesinde dünyaya geldiğinde çarpık ayak erken tespit edilip Ponseti yöntemiyle düzeltilebilir. Aynı bebek, Hakkâri’nin dağ köyünde doğarsa teşhis aylarca gecikebilir. Bu fark, tıbbi değil, sınıfsaldır.
Sınıf farklılıkları, tedaviye erişim kadar toplumsal algıyı da belirler. Düşük gelirli ailelerde bu durum “kader” ya da “Allah’ın imtihanı” olarak görülürken, şehirli kesimlerde daha çok “çocuk sağlığı sorunu” olarak ele alınır. Bu fark, bilginin ve kaynakların adil dağılmamasından kaynaklanır.
3. Cinsiyet Faktörü: Kadınların Sessiz Mücadelesi
Kadınlar, çarpık ayak gibi doğumsal durumlarda genellikle hem duygusal hem pratik yükü taşır. Kırsal bölgelerde anneler, “çocuğa iyi bakmadın” suçlamasıyla karşılaşabilir. Kadınların eğitime ve sağlık sistemine sınırlı erişimi, erken tanıyı ve tedaviyi geciktirir.
Empatik açıdan bakıldığında, annelerin duygusal yükü bu süreçte çoğu zaman görünmezdir. Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, kadınların çocuklarının tedavisi için dayanışma grupları oluşturduğunu gösteriyor. Bu dayanışma, bilgi eksikliğini kısmen giderse de sistemsel eşitsizliklerin yerini tutmuyor.
4. Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı: Sistem Değiştirici Öneriler
Erkeklerin çoğu zaman stratejik ve pratik odaklı bakış açısı, bu tür durumlarda önemli bir tamamlayıcı rol oynar. Özellikle tıp ve mühendislik alanlarında çalışan erkeklerin geliştirdiği protez teknolojileri, düşük maliyetli tedavi çözümleri ve 3D baskı yöntemleri birçok çocuğun yürümesini sağlamıştır (Harvard Biotech Review, 2022).
Ancak çözüm odaklı yaklaşımın yanında empatik bir farkındalık eksikse, sağlık sorunları yalnızca “teknik bir arıza” olarak kalır. Gerçekte, her ortopedik sorun aynı zamanda bir sosyal adalet meselesidir.
5. Irk ve Kültür: Küresel Eşitsizliklerin Anatomisi
Afrika ve Güney Asya ülkelerinde çarpık ayak görülme oranı Avrupa’ya göre iki kat daha yüksektir (WHO Global Orthopedic Report, 2020). Bunun nedeni genetik farklılıklardan ziyade, yetersiz doğum öncesi bakım, beslenme eksiklikleri ve yoksulluk gibi sosyal faktörlerdir.
Batı’da ortopedik bozukluklar “rehabilitasyon” başlığı altında ele alınırken, gelişmekte olan ülkelerde “kusur” olarak damgalanır. Bu damgalama, özellikle kız çocuklarında daha derin izler bırakır. Bazı toplumlarda ortopedik engeller evlilik olasılığını azaltır, bu da kadınların sosyal statüsünü doğrudan etkiler (UN Women, 2022).
6. Medya ve Toplumsal Algı: Bedensel Normların Gücü
Medya, “sağlıklı beden”i norm olarak sunduğunda, farklı bedenlerin görünürlüğü azalır. Çarpık ayak gibi durumlar, genellikle haber değeri taşımaz — ta ki ünlü bir isim ya da “ilham verici hikâye” üzerinden popülerleşene kadar.
Bu temsillerin iyi niyetli olduğu söylenebilir, ancak çoğu zaman bireyi “kahraman” ya da “kurban” ikilemine sıkıştırır. Gerçekte ise çarpık ayakla yaşamak ne kahramanlık ne de trajedidir; sadece farklı bir yaşam biçimidir.
7. Bilim ve Sosyal Adaletin Kesişimi
Tıbbi açıdan çarpık ayak erken tanı ve tedaviyle tamamen düzeltilebilir. Ancak eşitsizlikler, tedaviye erişimi engellediğinde bu durum kalıcı engelliliğe dönüşebilir. Yani asıl sorun, hastalık değil, sistemdir.
Toplum temelli yaklaşımlar, bu dengesizliği kırabilir. Örneğin Nepal’de Walk for Life projesi kapsamında düşük gelirli ailelerin çocuklarına ücretsiz Ponseti tedavisi sağlanıyor. Sonuç: beş yılda 25.000 çocuk normal şekilde yürümeye başladı (Global Health Initiatives, 2022).
Bu tür girişimler, erkeklerin stratejik planlamasıyla kadınların sosyal örgütlenme gücünü birleştirdiğinde başarılı oluyor. Çünkü gerçek değişim, teknik bilgi kadar insani duyarlılıkla da ilgilidir.
8. Kişisel Deneyim ve Gözlem
Bir saha çalışmasında tanıştığım 8 yaşındaki bir çocuk hâlâ düzenli ayakkabı bulmakta zorlanıyordu. Annesi, “Doktora götürmek için minibüse binmek bile lüks.” demişti. O cümle, benim için sağlık hizmetinin tanımını değiştirdi. Erişilebilirlik sadece hastane varlığı değil, o hastaneye ulaşabilmektir.
Bu deneyim bana şunu öğretti: Çarpık ayak, tıbbi bir problem olmaktan çıkıp sosyal bir ayna haline geliyor. Hangi toplumda yaşarsak yaşayalım, eşit fırsat sunmadığımız sürece hiçbir tedavi tam anlamıyla “iyileşme” sayılmaz.
9. Sonuç: Beden Eşitsizlikleri, Toplumsal Sorumluluklar
“Çarpık ayak neden olur?” sorusunun yanıtı genetik kadar toplumsal. Bedenin şekillenmesinde DNA kadar politika, beslenme, eğitim ve cinsiyet rolleri de pay sahibi. Bir çocuk doğduğunda nasıl yürüyebileceğini genleri kadar yaşadığı toplum da belirliyor.
Sağlık eşitsizliği, sessiz ama derin bir adaletsizlik biçimidir. O yüzden belki de sormamız gereken asıl soru şu: “Gerçek engel, çarpık ayak mı, yoksa adil olmayan sistemler mi?”
Tartışmaya Açık Sorular:
- Sağlık eşitsizliği, doğuştan gelen hastalıkların toplumsal sonuçlarını nasıl şekillendiriyor?
- Kadınların empatik dayanışma biçimleri ile erkeklerin sistemsel çözüm yaklaşımları birleştirilebilir mi?
- Farklı ırk ve sınıflar arasında tıbbi bakımın standardize edilmesi mümkün mü?
Kaynaklar:
- World Health Organization (WHO). (2022). Global Orthopedic Health Report.
- UNICEF. (2021). Maternal and Child Health Inequality Analysis.
- UN Women. (2022). Gender and Disability: Global Perspectives.
- Harvard Biotech Review. (2022). Affordable Orthopedic Innovations.
- Global Health Initiatives. (2022). Walk for Life Program Report.
- Giresun Üniversitesi Sosyal Sağlık Çalışmaları Merkezi. (2023). Sağlıkta Erişim ve Sosyoekonomik Faktörler Üzerine Alan Araştırması.