Içselleştirme Dışsallaştırma Nedir ?

Hasan

New member
İçselleştirme ve Dışsallaştırma Nedir?

İçselleştirme ve dışsallaştırma, sosyal bilimler, psikoloji, felsefe ve organizasyon teorisi gibi çeşitli alanlarda farklı bağlamlarda kullanılan iki önemli kavramdır. Bu iki kavram, bireylerin veya grupların dış dünyayı ve toplumu nasıl algıladıkları ve bu algıların onların düşünsel süreçlerini nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı olur. İçselleştirme ve dışsallaştırma, bireylerin çevrelerinden aldıkları bilgileri nasıl işlediklerini ve bu bilgileri kendi benliklerinde nasıl yapılandırdıklarını ifade eder.

İçselleştirme Nedir?

İçselleştirme, bireylerin toplumdan, kültürden veya çevrelerinden gelen değer, norm, inanç ve davranış biçimlerini kabul ederek, bunları kendi düşünsel ve duygusal yapılarının bir parçası haline getirmeleridir. İçselleştirme, bir şeyin "dışsal" bir etki olmaktan çıkıp, bireyin iç dünyasında bir anlam ve değer kazanması sürecidir.

Örneğin, bir kişi çocukluk döneminde ailesinin değerlerine, dinî inançlarına veya toplumunun ahlaki kurallarına bağlı olarak büyür. Bu değerler, zamanla o bireyin kişisel inançlarına ve davranışlarına dönüşür. İçselleştirme, genellikle bir bireyin sosyal kimlik oluşturma sürecinin temel unsurlarından biridir. Toplumun beklentileri, bireyin kendiliğini şekillendirirken, içselleştirme bu sürecin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gereklidir.

Dışsallaştırma Nedir?

Dışsallaştırma ise bireylerin veya grupların içsel düşünce ve hislerini dış dünyaya yansıtmaları veya toplumsal etkileşimler aracılığıyla dışa vurmalarıdır. Dışsallaştırma, bir düşünce, duygu ya da davranışın kişisel olmayan bir olguya dönüşmesi sürecini tanımlar. Bu kavram, aynı zamanda bireylerin kendi iç dünyalarını toplumda şekillenen sosyal yapılarla ilişkilendirme biçimlerini de ifade eder.

Örneğin, bir birey toplumun belirli bir normunu veya değerini içselleştirirse, bu değer zamanla o kişinin düşüncelerinin ve eylemlerinin bir parçası haline gelir. Fakat dışsallaştırma, içselleştirilmiş bir değerin, normun veya davranış biçiminin toplumsal bir yansımasını yaratma sürecini anlatır. Bir insan, toplumun taleplerini yerine getirmek için, bazen içsel bir ihtiyaçtan ziyade, toplumun dışsal bir baskısıyla hareket edebilir.

İçselleştirme ve Dışsallaştırma Arasındaki Farklar

İçselleştirme ve dışsallaştırma arasındaki temel fark, birinin bireyin içsel dünyasına yerleşmesi, diğerinin ise dış dünyaya yansımasıdır. İçselleştirme, bireyin dışsal bir kuralı, normu veya değeri kendi kişisel düşünce yapısına entegre etmesidir. Dışsallaştırma ise, bireyin içsel bir düşünce veya hissiyatı toplumsal bir düzlemde dışavurmasıdır.

İçselleştirme, bireyin toplumla uyum sağlamasını ve toplumsal kurallara, değerler ve inançlara katılmasını sağlarken, dışsallaştırma, bireyin içsel olarak kabul ettiği normların dışa yansımasını ifade eder. Her iki süreç de toplumla birey arasındaki etkileşimi belirler ve bireyin toplumsal normlar ile ilişkisini gösterir.

İçselleştirme ve Dışsallaştırma Sosyal Psikolojide Nasıl Kullanılır?

Sosyal psikoloji, içselleştirme ve dışsallaştırma kavramlarını bireylerin sosyal etkileşimleri ve toplumsal yapılarla nasıl ilişkilendiklerini anlamak için kullanır. İçselleştirme, sosyal öğrenme süreçlerinde, özellikle de otorite figürlerinden, gruptan veya aileden alınan değerlerin bireyde kalıcı hale gelmesinde önemli bir rol oynar. Çocuklar, ebeveynlerinin veya öğretmenlerinin değer ve inançlarını içselleştirerek, kendi kişisel kimliklerini ve dünyaya bakış açılarını oluştururlar.

Dışsallaştırma ise, grup dinamikleri ve toplumsal baskıların bireyin düşünce ve davranışlarına nasıl yansıdığını açıklar. Örneğin, bir grup içindeki bireyler, grup normlarına uymak için kendi içsel isteklerinden ve düşüncelerinden ziyade, gruptan gelen talepleri yerine getirebilirler. Bu, dışsallaştırmanın bir örneğidir; birey, içsel değerlerini dışarıya yansıtarak toplumsal kabul görmeye çalışır.

İçselleştirme ve Dışsallaştırma Kurumlarda Nasıl İşler?

İçselleştirme ve dışsallaştırma kavramları, organizasyon teorisi ve yönetim alanlarında da sıklıkla ele alınır. Bir kuruluş içinde içselleştirme, çalışanların kuruluşun kültürünü, değerlerini ve misyonunu benimsemeleri anlamına gelir. Bu süreç, çalışanların işlerine ve kurumlarına bağlılıklarını artırır. Organizasyon içinde bu değerlerin içselleştirilmesi, kurumun genel başarısı için hayati öneme sahiptir.

Dışsallaştırma ise, organizasyonun dış dünyaya yönelik stratejilerini, kurumun içindeki değerler ve hedefler doğrultusunda dışa vurmasıdır. Örneğin, bir şirketin sosyal sorumluluk projeleri, dış dünyaya yönelik bir dışsallaştırma stratejisi olabilir. Burada şirket, içsel değerlerini toplumla paylaşmakta ve dışsal baskılara cevap vermektedir.

İçselleştirme ve Dışsallaştırma Bireysel ve Toplumsal Yaşamda Nasıl Etkiler Yaratır?

İçselleştirme ve dışsallaştırma, bireylerin toplumsal yaşamda nasıl bir yer edineceklerini ve sosyal ilişkilerini nasıl şekillendireceklerini belirler. İçselleştirilmiş değerler, bireylerin toplumsal normlarla uyumlu bir şekilde hareket etmelerini sağlar. Bu, bireylerin toplumda daha kabul görmesine ve sosyal bağların güçlenmesine yol açar.

Öte yandan, dışsallaştırma, bireylerin toplumsal baskılara ve grup normlarına nasıl tepki verdiklerini gösterir. Dışsallaştırılan bir değer ya da davranış, bazen bireyin gerçek benliğiyle uyumsuz olabilir, ancak toplumsal kabul için bu tür davranışlar sergilenebilir.

İçselleştirme, daha derin ve kalıcı bir değişimi ifade ederken, dışsallaştırma genellikle daha yüzeysel ve geçici bir davranış biçimidir. Ancak her iki süreç de bireylerin sosyal yaşamda ve toplumsal yapılar içinde nasıl var olduklarını ve bu yapıları nasıl dönüştürdüklerini gösterir.

Sonuç

İçselleştirme ve dışsallaştırma, bireylerin ve toplumların etkileşimde bulunduğu dinamik süreçleri anlamamız açısından önemli kavramlardır. İçselleştirme, bireylerin toplumsal değerleri ve normları içselleştirerek kendi kimliklerinde barındırmalarını sağlar. Dışsallaştırma ise, bu içsel yapının toplumsal düzlemde dışa vurulmasıdır. Bu iki süreç, sosyal psikoloji, organizasyon teorisi ve bireysel yaşamda birbirini tamamlayan ve bazen çelişen dinamikleri temsil eder. Her iki kavram da, bireylerin toplumsal yapılarla etkileşim biçimlerini anlamak için önemli bir çerçeve sunar.
 
Üst