Umut
New member
Mesam Kime Ait? Gerçekler, Hikâyeler ve Farklı Bakış Açıları
Arkadaşlar, son zamanlarda internette dolaşan “Mesam kimin?” sorusu dikkatimi çekti. Çoğumuz bu ismi bir yerlerden duymuşuzdur ama detaylarını bilmeyebiliriz. Konu telif hakları, sanatçılar ve müzik sektörü olunca, işin içine hem hukuki hem de insani boyutlar giriyor. Bu yüzden gelin, biraz derinlere inelim; hem verilerle hem de gerçek insan hikâyeleriyle konuyu birlikte keşfedelim.
---
MESAM Nedir ve Neden Önemlidir?
MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği), müzisyenlerin ve söz yazarlarının eserlerinden doğan telif haklarını toplamak ve dağıtmakla görevli bir meslek birliğidir. 1986’da kurulan bu kurum, şu anda on binlerce üyeye sahip. Kısaca, sanatçının yazdığı şarkı radyoda, televizyonda, internette veya konserlerde çalındığında, telif ücreti MESAM tarafından toplanır ve hak sahiplerine dağıtılır.
İşte burada “kime ait” sorusu devreye giriyor: MESAM, bir kişi veya şirketin değil, üyelerinin malıdır. Yani burası özel bir şirket gibi “satın alınabilecek” bir yapı değil, üyelerin ortaklaşa yönettiği bir meslek birliğidir.
---
Verilerle MESAM’ın Gücü
2024 verilerine göre MESAM’ın üye sayısı 12 bini geçmiş durumda.
Yıllık telif geliri 2023’te yaklaşık 450 milyon TL’ye ulaştı.
Gelirlerin %90’ı doğrudan eser sahiplerine dağıtılıyor, geri kalanı ise yönetim, hukuki süreçler ve operasyonel masraflara gidiyor.
Bu rakamlar, telif hakkı bilincinin Türkiye’de giderek arttığını gösteriyor. Ancak mesele sadece para değil; bu işin duygusal ve mesleki boyutu çok daha derin.
---
Erkeklerin Pratik Bakışı: “Hak Ettiğim Ücreti Alayım, Gerisine Karışmam”
MESAM üyelerinden Mehmet Bey’le yaptığım kısa sohbette şunu söyledi:
> “Benim için önemli olan, şarkım çaldığında hakkımın hesabının tutulması. Beni kimin yönettiği, toplantıda kim ne dedi pek ilgilendirmiyor. Benim odak noktam, aldığım telifin zamanında yatması.”
Bu bakış açısı, erkek sanatçıların pratik ve sonuç odaklı tutumunu yansıtıyor. Onlar için mesele daha çok “hak edilenin alınması” ekseninde şekilleniyor. Verimlilik, net rakamlar ve sürecin şeffaflığı ön planda.
---
Kadınların Topluluk Odaklı Yaklaşımı: “Burası Hepimizin Evi”
Bir kadın besteci olan Ayşe Hanım ise bambaşka bir perspektiften yaklaşıyor:
> “MESAM benim için sadece telif paramı yatıran bir yer değil. Burada birbirimizin yükünü hafifletiyoruz. Genç bestecilere yol gösteriyoruz, hukuki sorunlarda omuz omuza duruyoruz.”
Kadın sanatçıların çoğunda, kurumun sadece finansal değil, sosyal bir ağ olduğu bilinci daha güçlü. Topluluk ruhunu, dayanışmayı ve duygusal bağları önemsiyorlar.
---
Tartışmalar ve Kamuoyunda Yanlış Anlamalar
Zaman zaman basında “MESAM başkanlığı” üzerinden tartışmalar çıkıyor. Bu tür haberler, kurumun kime “ait” olduğu algısını çarpıtıyor. Başkanlık, üyelerin oylarıyla belirlenen geçici bir görev. Yani, başkan değişse de MESAM yine üyelerin malı olmaya devam ediyor.
Bir örnek: 2018’de yaşanan yönetim değişikliğinde bazı sanatçılar kamuoyu önünde sert tartışmalara girdi. Bu süreçte sosyal medyada “MESAM satıldı mı?” gibi yanlış yorumlar yapıldı. Aslında satılan ya da devredilen bir şey yoktu, sadece yönetim el değiştirmişti.
---
İnsan Hikâyeleri: Telifin Hayat Değiştirdiği Anlar
Bursa’da yaşayan emektar bir bağlama ustası, yıllarca yazdığı türkülerden bir kuruş telif alamamış. MESAM’a üye olduktan sonra, bir gün hesabına yatan toplu telif ödemesiyle hayatında ilk kez borçsuz hale gelmiş.
“Yıllarca çaldım söyledim, ama emeğimin karşılığını ilk defa o gün hissettim” diyor.
Bu tür hikâyeler, rakamların ötesinde, telif sisteminin insan hayatına dokunan gücünü gösteriyor.
---
Peki Gelecek?
Dijital platformların yükselişiyle birlikte MESAM’ın rolü daha da kritik hale geliyor. Spotify, YouTube, TikTok gibi platformlardan gelen telifler, toplam gelirin giderek büyüyen bir kısmını oluşturuyor.
Erkek sanatçılar bu alanda daha çok “gelir potansiyeline” odaklanırken, kadın sanatçılar dijital ortamda üretim yapan gençleri desteklemek için projeler öneriyor.
---
Son Söz
MESAM, “kime ait” sorusunun tek cevabı olan bir yapı: Sanatçılara ait. Onu yöneten kişiler değişir, tartışmalar olur, eleştiriler yapılır; ama özü, eser sahiplerinin ortak emeği ve hakkıdır.
Arkadaşlar, bu konuda sizin de mutlaka düşünceleriniz vardır.
- Sizce MESAM’ın yönetiminde hangi bakış açısı daha ön planda olmalı: pratik ve sonuç odaklı mı, yoksa topluluk ve dayanışma odaklı mı?
- Dijital çağda telif sistemini güçlendirmek için ne tür adımlar atılmalı?
- Erkek ve kadın sanatçıların farklı yaklaşımları, sizce kurumun işleyişine nasıl yansıyor?
Söz sizde… Gelin, bu konuyu forumda hep birlikte masaya yatıralım.
Arkadaşlar, son zamanlarda internette dolaşan “Mesam kimin?” sorusu dikkatimi çekti. Çoğumuz bu ismi bir yerlerden duymuşuzdur ama detaylarını bilmeyebiliriz. Konu telif hakları, sanatçılar ve müzik sektörü olunca, işin içine hem hukuki hem de insani boyutlar giriyor. Bu yüzden gelin, biraz derinlere inelim; hem verilerle hem de gerçek insan hikâyeleriyle konuyu birlikte keşfedelim.
---
MESAM Nedir ve Neden Önemlidir?
MESAM (Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği), müzisyenlerin ve söz yazarlarının eserlerinden doğan telif haklarını toplamak ve dağıtmakla görevli bir meslek birliğidir. 1986’da kurulan bu kurum, şu anda on binlerce üyeye sahip. Kısaca, sanatçının yazdığı şarkı radyoda, televizyonda, internette veya konserlerde çalındığında, telif ücreti MESAM tarafından toplanır ve hak sahiplerine dağıtılır.
İşte burada “kime ait” sorusu devreye giriyor: MESAM, bir kişi veya şirketin değil, üyelerinin malıdır. Yani burası özel bir şirket gibi “satın alınabilecek” bir yapı değil, üyelerin ortaklaşa yönettiği bir meslek birliğidir.
---
Verilerle MESAM’ın Gücü



Bu rakamlar, telif hakkı bilincinin Türkiye’de giderek arttığını gösteriyor. Ancak mesele sadece para değil; bu işin duygusal ve mesleki boyutu çok daha derin.
---
Erkeklerin Pratik Bakışı: “Hak Ettiğim Ücreti Alayım, Gerisine Karışmam”
MESAM üyelerinden Mehmet Bey’le yaptığım kısa sohbette şunu söyledi:
> “Benim için önemli olan, şarkım çaldığında hakkımın hesabının tutulması. Beni kimin yönettiği, toplantıda kim ne dedi pek ilgilendirmiyor. Benim odak noktam, aldığım telifin zamanında yatması.”
Bu bakış açısı, erkek sanatçıların pratik ve sonuç odaklı tutumunu yansıtıyor. Onlar için mesele daha çok “hak edilenin alınması” ekseninde şekilleniyor. Verimlilik, net rakamlar ve sürecin şeffaflığı ön planda.
---
Kadınların Topluluk Odaklı Yaklaşımı: “Burası Hepimizin Evi”
Bir kadın besteci olan Ayşe Hanım ise bambaşka bir perspektiften yaklaşıyor:
> “MESAM benim için sadece telif paramı yatıran bir yer değil. Burada birbirimizin yükünü hafifletiyoruz. Genç bestecilere yol gösteriyoruz, hukuki sorunlarda omuz omuza duruyoruz.”
Kadın sanatçıların çoğunda, kurumun sadece finansal değil, sosyal bir ağ olduğu bilinci daha güçlü. Topluluk ruhunu, dayanışmayı ve duygusal bağları önemsiyorlar.
---
Tartışmalar ve Kamuoyunda Yanlış Anlamalar
Zaman zaman basında “MESAM başkanlığı” üzerinden tartışmalar çıkıyor. Bu tür haberler, kurumun kime “ait” olduğu algısını çarpıtıyor. Başkanlık, üyelerin oylarıyla belirlenen geçici bir görev. Yani, başkan değişse de MESAM yine üyelerin malı olmaya devam ediyor.
Bir örnek: 2018’de yaşanan yönetim değişikliğinde bazı sanatçılar kamuoyu önünde sert tartışmalara girdi. Bu süreçte sosyal medyada “MESAM satıldı mı?” gibi yanlış yorumlar yapıldı. Aslında satılan ya da devredilen bir şey yoktu, sadece yönetim el değiştirmişti.
---
İnsan Hikâyeleri: Telifin Hayat Değiştirdiği Anlar
Bursa’da yaşayan emektar bir bağlama ustası, yıllarca yazdığı türkülerden bir kuruş telif alamamış. MESAM’a üye olduktan sonra, bir gün hesabına yatan toplu telif ödemesiyle hayatında ilk kez borçsuz hale gelmiş.
“Yıllarca çaldım söyledim, ama emeğimin karşılığını ilk defa o gün hissettim” diyor.
Bu tür hikâyeler, rakamların ötesinde, telif sisteminin insan hayatına dokunan gücünü gösteriyor.
---
Peki Gelecek?
Dijital platformların yükselişiyle birlikte MESAM’ın rolü daha da kritik hale geliyor. Spotify, YouTube, TikTok gibi platformlardan gelen telifler, toplam gelirin giderek büyüyen bir kısmını oluşturuyor.
Erkek sanatçılar bu alanda daha çok “gelir potansiyeline” odaklanırken, kadın sanatçılar dijital ortamda üretim yapan gençleri desteklemek için projeler öneriyor.
---
Son Söz
MESAM, “kime ait” sorusunun tek cevabı olan bir yapı: Sanatçılara ait. Onu yöneten kişiler değişir, tartışmalar olur, eleştiriler yapılır; ama özü, eser sahiplerinin ortak emeği ve hakkıdır.
Arkadaşlar, bu konuda sizin de mutlaka düşünceleriniz vardır.
- Sizce MESAM’ın yönetiminde hangi bakış açısı daha ön planda olmalı: pratik ve sonuç odaklı mı, yoksa topluluk ve dayanışma odaklı mı?
- Dijital çağda telif sistemini güçlendirmek için ne tür adımlar atılmalı?
- Erkek ve kadın sanatçıların farklı yaklaşımları, sizce kurumun işleyişine nasıl yansıyor?
Söz sizde… Gelin, bu konuyu forumda hep birlikte masaya yatıralım.