Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü atasözü mü deyim mi ?

Umut

New member
[color=]Zürafanın Düşkünü Beyaz Giyer Kış Günü: Atasözü mü, Deyim mi?[/color]

Evet, başlık biraz garip değil mi? "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" dediklerinde birinin aklına hemen ne gelir? Bir tür ekolojik dram mı? Zürafaların kışın beyaz elbiselerle takılmaları gerektiğini anlatan sıradışı bir tavsiye mi? Yoksa tamamen uydurulmuş bir atasözü mü? Hadi gelin, hep birlikte bu anlamlı ama bir o kadar da kafa karıştırıcı ifadeyi çözmeye çalışalım.

Kusura bakmayın, zürafaların gardıroplarına dair herhangi bir bilgim yok, ama "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" ifadesi bana doğrudan bir atasözü ya da deyim gibi gelmiyor. O halde, bu sözün gerçek kökenlerine, anlamına ve hatta başımıza bela olup olmadığına bir bakalım!

[color=]Bir Deyim mi, Bir Atasözü mü?[/color]

Hadi ilk önce "atasözü" ve "deyim" arasındaki farkı hızlıca bir hatırlayalım. Atasözleri, toplumların deneyimlerinden, geleneklerinden süzülen, genellikle uzun bir geçmişi olan ve anlamı doğrudan çıkarılabilen, özlü sözlerdir. Deyimler ise dilin şekillenmiş kalıplarıdır ve anlamı çoğu zaman mecazdır. Yani deyimlerin anlamını çıkarmak bazen biraz kafa karıştırıcı olabilir.

"Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" ifadesi, açıkçası bir atasözü gibi durmuyor. Çünkü atasözlerinin genelde hayatın belli bir kesitinden çıkarılabilecek dersler içerdiğini görürüz. Bu ifade ise, bir hayvanın “giyinme alışkanlıkları” ve kışın renkli kıyafetler konusunu fazlasıyla mizahi ve alışılmadık bir bakış açısıyla ele alıyor. Eğer atasözü olsaydı, herhalde herkesin kafasında aynı anlamı uyandırırdı. Ama burada işler biraz karışık. Herkes bu ifadeyi farklı şekilde yorumlayabilir.

[color=]Zürafa, Beyaz ve Kış: Neden Bu Kombinasyon?[/color]

Zürafaların beyaz giydiği kışın ortasında bir imge kurmak, herhalde kimse için sıradan bir şey değil. Zürafalar, Afrika'nın geniş düzlüklerinde renkli ve zarif bir şekilde dolaşırken, kışın beyaz giysiler giymek, hem gülünç hem de şaşırtıcı bir şey. Bu tür bir ifade, tıpkı bir fıkra ya da absürd bir mizah gibi, olağanüstü bir durumu sıradan bir şekilde anlatmak için kullanılan bir tür "sürreal" yaklaşım gibi düşünülebilir.

Aslında burada anlatılmak istenen şey, genellikle hayvanlar dünyasından alışılmadık bir metaforla insan davranışları arasındaki paralellik. Zürafa gibi, biz de bazen kendimizi "farklı" hissettiğimizde veya dış dünyadan kopmuş hissettiğimizde, toplumdan, normlardan veya çevremizden uzaklaşma arzusuna kapılabiliriz. Yani, zürafaların kışın beyaz giyme isteği, belki de bireyin kendine ait olma, farklılık gösterme isteğini simgeliyor.

Bu, özellikle kışın herkesin gri, siyah ve kahverengi tonlarına gömüldüğü dönemde, "farklı" olma isteğini simgeliyor olabilir. Kimi insanlar için beyaz giyinmek, yeni başlangıçların ya da temiz bir sayfa açmanın sembolüdür. Bir anlamda, "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü", alışılmışın dışında olma arzusu ve herkesin içinde taşıdığı "özgünlük" ihtiyacının bir dışavurumudur.

[color=]Erkekler, Kadınlar ve “Zürafa” Düşkünlüğü[/color]

Hadi şimdi de bu ifadenin erkekler ve kadınlar tarafından nasıl yorumlanacağına bakalım. Erkeklerin genellikle çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımlar sergileyebileceğini düşünürsek, onlar için bu deyim "kışın beyaz giymek" gibi absürd bir durumu çözme çabası olabilir. Yani, belki de erkekler, bu tür bir deyimi, kışın soğuklarından korunmak için nasıl farklı stratejiler geliştirebileceklerini anlatan bir yaklaşım olarak yorumlayabilirler.

Kadınlar ise genellikle empati ve ilişki odaklı düşünürler. O yüzden "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" deyimi kadınlar için daha çok, “Farklı olabilmek ve kendini ifade edebilmek için bir fırsat yaratmak” gibi bir çağrışım yapabilir. Beyaz giymek, kışın getirdiği kasvetli havalardan arınmanın, ruhsal bir tazelenmenin simgesi olabilir.

Ancak burada klişelerden kaçmak önemli. Çünkü her birey farklıdır ve birinin bu deyimi alıp da "kışın beyaz giymek" gibi bir anlam çıkarması, diğerinin "kendini ifade etmek" istemesinin ötesinde bir şey ifade edebilir. Mesela bir adam bu deyimi, sadece "Beyaz elbiseyle soğuk havaya karşı dayanıklı olmayı" çözüm olarak görebilirken, bir kadın bu deyimi "özgürlüğü" ya da "yenilikleri" ifade etmek için kullanabilir.

[color=]Bu Deyimi Günümüzde Ne Zaman Kullanabiliriz?[/color]

Şimdi, "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" deyimini tam olarak ne zaman kullanabiliriz? Gerçekten zor bir soru, değil mi? Ama aslında bu deyim, tamamen yaratıcı bir bakış açısının ürünü olduğunda, belki de insanları şaşırtmak, güldürmek ve düşündürmek için kullanılabilir.

Mesela, kışın herkesin siyah montlar ve kahverengi şapkalarla dolaştığı bir ortamda, belki de beyaz giyen biri bu deyimi hak ediyordur. Aynı şekilde, absürd bir durumda kalmış bir arkadaşınıza “Vallahi zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü!” demek, durumu o kadar ciddiye almadığınızı ama aynı zamanda bir parça da anlamaya çalıştığınızı belirten mizahi bir yaklaşım olabilir.

Ve tabii ki, burada bir soru soralım: Sizin en son hangi absürd durumu gözlemlediniz ve ne zaman "Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü" diyerek durumu şerh ettiniz?
 
Üst