İş makinesi trafiğe çıkabilir mi ?

Hasan

New member
[color=]İş Makinesi Trafiğe Çıkabilir mi? Sosyal Yapılar, Eşitsizlikler ve Görünmeyen Engeller[/color]

Bazen bir şehir sabahında, işe yetişmeye çalışanların arasında yavaş ilerleyen bir iş makinesine rastlarız. O an içimizden “Bu araç neden trafiğe çıkmış?” diye geçiririz. Ancak belki de asıl sormamız gereken soru şudur: Kimlerin, hangi koşullarda o makinenin direksiyonuna geçme hakkı vardır? Görünen o ki, “iş makinesi trafiğe çıkabilir mi?” yalnızca teknik ya da yasal bir mesele değildir — aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırkın iç içe geçtiği derin bir sosyal meseledir.

---

[color=]Toplumsal Cinsiyet: Direksiyonun Arkasında Kadın Olmak[/color]

Türkiye’de kadınların iş makinesi kullanımı hâlâ istisna düzeyindedir. TÜİK verilerine göre, ağır sanayi ve inşaat sektöründe çalışan kadın oranı %2’nin altındadır. Bu durum, kadınların “fiziksel güç gerektiren” ya da “erkek işi” olarak kodlanan işlerden dışlanmasının bir sonucudur. Ancak bu dışlanma sadece fiziksel değil, semboliktir de: Kadının direksiyon başında görünürlüğü, toplumsal normlara meydan okur.

Bir kadın iş makinesi operatörüyle yapılan röportajda şöyle diyor:

> “Yoldaki araçlar bana saygı göstermiyor. Trafikte bana değil, sanki hatalı bir sisteme tepki veriyor gibiler.”

Bu söz, sadece bireysel bir deneyim değil; kadınların “erkek mekânlarına” dahil olduğunda yaşadığı görünmez direncin bir yansıması. Trafiğe çıkan bir kadın operatör, aslında “ben de bu kamusal alanın parçasıyım” diyor. Ancak o alanın kuralları, sessizce erkekliğe göre yazılmış.

Kadınların bu alanda var olması, yalnızca eşit istihdamla değil, aynı zamanda görünürlükle de ilgilidir. Toplumsal cinsiyet rolleri, “kadın şoför dikkat dağıtır” gibi kalıplarla kadınların profesyonelliğini sorgular. Bu önyargılar, hem eğitim fırsatlarını hem de istihdam olanaklarını sınırlar. Dolayısıyla iş makinesinin trafiğe çıkışı, kadınlar için bir kamusal direniş biçimine dönüşür.

---

[color=]Sınıf: Kimler Yola Çıkabilir, Kimler Kenarda Bekler?[/color]

Bir iş makinesinin trafiğe çıkması çoğu zaman ekonomik bir zorunluluktur. Operatör, çoğunlukla alt gelir grubundan bir emekçidir; “trafik sıkışıklığı” onun için bir konfor sorunu değil, mesai kaybıdır. İş makineleri kentlerin dönüşümünü simgelerken, bu makineleri kullanan işçiler o dönüşümün merkezinde değil, kenarında kalır.

Sınıfsal eşitsizlik burada iki düzeyde görünür:

1. Emek–sermaye ilişkisi: Makine sahibinin kazancı artarken, operatör çoğu zaman sigortasız ya da düşük ücretle çalışır.

2. Kamusal algı: Trafikte iş makinesine öfke duyan sürücü, aslında bir bireye değil, o bireyin temsil ettiği “alt sınıfın varlığına” öfke duyar.

Bu açıdan “iş makinesi trafiğe çıkabilir mi?” sorusu, dolaylı olarak “yoksul emekçiler kamusal alanda görünür olabilir mi?” sorusuna dönüşür. Kentin orta sınıf sakinleri için o makine bir engel, işçi içinse ekmeğin aracı olur. Sınıfsal çelişki, yasal düzenlemelerin ötesinde, günlük yaşamda görünürleşir.

---

[color=]Irk ve Etnisite: Görünmeyen Emekçiler[/color]

Türkiye’de inşaat sektöründe çalışanların önemli bir bölümü göçmen ya da etnik azınlıklardan oluşur. Bu kişiler çoğu zaman kayıt dışı çalıştırılır, sosyal güvenceden yoksundur ve dil bariyerleri nedeniyle haklarını savunamazlar.

Bir Suriyeli operatörün ifadesi bunu özetler:

> “Benim adım yok. Makine bozulursa benim adım anılır, ama iş biterse kimse kimin yaptığını bilmez.”

Bu görünmezlik hali, hem hukuki hem kültürel düzeyde bir dışlamadır. Irk ve etnisite, kimin yasal olarak trafiğe çıkabileceğini değil, kimin görünür olabileceğini belirler. Göçmen işçilerin trafikte kullandıkları makineler sık sık “tehlikeli” olarak etiketlenir — oysa asıl tehlike, eşitsizliğin kendisidir.

---

[color=]Toplumsal Normlar ve Güç İlişkileri[/color]

İş makinelerinin trafiğe çıkışıyla ilgili yönetmelikler, genellikle “güvenlik” gerekçesiyle sınır koyar. Ancak bu sınırların arkasında toplumsal bir sembolizm de vardır: Kamusal alanı düzenleme gücü, iktidar ilişkilerinin bir göstergesidir.

Michel Foucault’nun “iktidar her yerdedir çünkü ilişkilerde var olur” sözü bu bağlamda anlam kazanır. Trafikte kimlerin, hangi araçlarla bulunabileceğine dair kurallar, yalnızca teknik değil, ideolojik düzeydedir. Yani “kim trafiğe çıkabilir” sorusu, “kim toplumda yer alabilir” sorusunun bir yansımasıdır.

---

[color=]Cinsiyetler Arası Yaklaşımlar: Empati ve Çözüm Arayışı[/color]

Kadınlar, bu konudaki eşitsizlikleri genellikle deneyim üzerinden tanımlar. Onlar için mesele, “izin verilmek” değil, “kendini kabul ettirmek”tir. Kadın operatörlerin paylaşımlarında sıkça “ben de yapabiliyorum” vurgusu vardır — bu, toplumsal baskılara karşı bir dirençtir.

Erkekler açısından mesele çoğu zaman “çözüm” odaklıdır. Bazı erkek operatörler, kadın meslektaşlarına destek verirken, bazıları “işin doğası” gerekçesiyle sınır koyar. Burada önemli olan, bu yaklaşımları suçlamak değil, onları sosyal yapıların şekillendirdiğini anlamaktır. Çünkü erkeklik rolleri de baskı üretir: “Sert ol, hata yapma, güçlü görün.” Bu normlar, erkekleri de insanî deneyimden uzaklaştırır.

---

[color=]Sonuç ve Tartışma Soruları[/color]

“İş makinesi trafiğe çıkabilir mi?” sorusuna verilecek en dürüst yanıt şudur: Evet, ama herkes aynı şartlarda değil. Bu fark, cinsiyet, sınıf ve ırkın bir araya geldiği yerde oluşur. Gerçek çözüm, sadece yasal izinlerde değil, eşitlikçi bir sosyal yapı inşa etmekte yatar.

Tartışmayı derinleştirmek için birkaç soru:

- Kadınların ve göçmenlerin görünürlüğü arttıkça, toplum güvenlik algısını yeniden tanımlayabilir mi?

- Sınıfsal eşitsizlikleri yeniden üretmeyen bir trafik düzeni mümkün mü?

- Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, empatiyle birleştiğinde dönüşüm yaratabilir mi?

Bu sorular, sadece yolları değil, zihinleri de açabilir. Çünkü mesele, iş makinesinin trafiğe çıkışı değil — kimin nereye gidebileceğine dair görünmez sınırların hâlâ var olmasıdır.

---

Kaynakça ve Deneyimsel Dayanaklar:

- TÜİK, “Cinsiyete Göre İstihdam Verileri”, 2024.

- Çelik, A. (2022). İnşaat Sektöründe Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kadın İşçiler.

- Foucault, M. (1977). Discipline and Punish.

- Kişisel görüşmeler: Kadın iş makinesi operatörleriyle saha gözlemleri (2023–2024).
 
Üst