Kitap kaynakçası nasıl yazılır APA ?

Hasan

New member
Kitap Kaynakçası Nasıl Yazılır? APA Formatı Üzerine Kültürlerarası Bir Bakış

Hepimiz bir şekilde kaynakça yazmanın gerekliliğiyle karşılaşmışızdır. Birçok farklı format arasında belki en çok duyduğumuz ve evrensel olarak kabul gören APA, bu alandaki en yaygın düzenlemelerden biridir. Ancak, "APA formatını kullanarak kitap kaynakçası yazmak" konusu, sadece bir akademik beceri değil, aynı zamanda kültürler ve toplumlar arasında nasıl bilgiye değer verildiği, nasıl paylaşım yapıldığı ve nasıl bir etkileşim ağı kurulduğuyla ilgili derin bir anlam taşır. Bu yazıyı okurken, belki de bir an durup "Kaynakça yazmanın ötesinde, bu bize ne anlatıyor?" diye düşünebilirsiniz.

APA Kaynakça Formatı: Küresel Bir Dilin Temelleri

APA, yani Amerikan Psikoloji Derneği'nin belirlediği bu kaynakça formatı, dünya genelinde eğitimden araştırmaya kadar çok geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Temel amacı, okuyucunun kaynakları kolayca bulabilmesini sağlamak ve bilgiyi organize etmenin evrensel bir yolunu sunmaktır. APA formatında kaynakça yazarken belirli kurallara uyulması gerekir; yazarın soyadı, ilk adı, yayın yılı, eserin başlığı ve yayın bilgileri gibi unsurlar yer alır. Ancak her kültürde bilgi paylaşımı ve kaynak kullanımı farklı şekillerde değer bulmuş ve şekillenirken, APA'nın bu kuralları da zamanla global bir ortak dil halini almıştır.

Küresel dünyada, bilgi paylaşımı ve alıntı yapma kültürleri çok çeşitlidir. Batı'da, özellikle Amerika ve Avrupa’da, bireysel başarıya ve doğru bilgiye dayalı bir akademik kültür öne çıkarken; Doğu kültürlerinde, özellikle Çin ve Japonya gibi ülkelerde, bilgiyi başkalarına aktarırken daha çok toplumsal ilişkilere ve kolektif birikime değer verilir. Bu dinamikler, APA gibi bir formatın küresel ölçekte kabul edilmesine rağmen, farklı toplumlarda nasıl algılandığını etkileyebilir.

Kültürlerarası Benzerlikler ve Farklılıklar: APA'nın Evrenselliği ve Yansımaları

APA formatının küresel bir dil haline gelmesi, aynı zamanda kültürler arası bir dengeyi de simgeliyor. Batı toplumlarında kaynakça yazmak ve akademik standartları izlemek, genellikle bireysel başarının bir göstergesi olarak kabul edilir. Bir araştırmacı, doğru kaynakları kullanarak oluşturduğu literatür taraması ile kendi başarısını pekiştirir. Erkeklerin akademik ve profesyonel dünyada genellikle daha çok bireysel başarıya odaklanma eğiliminde olduğunu gözlemlemek mümkündür. Bu bağlamda, APA gibi formatlar, bilgiye değer vermek ve kaynakları doğru bir şekilde kullanmak adına bir araçtan çok daha fazlasıdır; aynı zamanda bir kimlik ve başarı aracı olarak da işlev görür.

Öte yandan, farklı kültürlerde, özellikle kadınların akademik başarıya yaklaşımı daha toplumsal ilişkilere dayalı olabiliyor. Kadınlar, genellikle bilgi aktarımında daha fazla empati ve toplumsal sorumluluk hissiyle hareket ederler. Bu toplumsal yaklaşım, bireysel başarıdan çok, kolektif faydayı ve bilginin toplumda nasıl şekillendiğini ön plana çıkarır. Özellikle bazı Asya toplumlarında, bilgi paylaşımının ve kaynakça yazımının geleneksel olarak çok daha toplumsal bir bağlamda ele alındığına dair gözlemler bulunmaktadır. Kaynakça yazımında, kişisel emeğin yanı sıra toplumun ortak değerleri ve kültürel bağlamı da vurgulanır.

Kültürlerin Kaynakça Yazımındaki Yansımaları ve APA'ya Uygunluk

Kültürlerarası farklılıkların APA formatına nasıl yansıdığına dair somut örnekler üzerinden düşünmek oldukça ilginçtir. Örneğin, Türk kültüründe akademik çalışmaların genellikle geleneksel bilgi birikimi ile harmanlandığı görülür. Bu tür kültürlerde, kaynakça yazarken sadece yazılı kaynağa değil, aynı zamanda sözlü geleneklere, halka mal olmuş bilgilere ve toplumsal hafızaya da atıflar yapılır. Ancak APA formatı, bu tür "sözlü kaynakların" yer aldığı bir format olarak tasarlanmamıştır. Bu durum, farklı toplumların akademik yazımda benimsedikleri kaynakça anlayışını anlamada bir boşluk yaratabilir.

Bir başka örnek ise Japonya'da görülen 'wa' anlayışıdır. Bu anlayış, toplumsal uyumu ve kolektif düşünmeyi ön plana çıkarır. Japon akademik yazımlarında, bireysel alıntılardan çok, daha çok grup çalışmalarına, ortak yazılmış eserlerin ve büyük kolektif çabaların vurgulanması yaygındır. Bu durum, APA gibi bireyselliği öne çıkaran bir kaynakça formatı ile karşılaştığında, bilgi paylaşımının daha farklı bir biçime dönüşmesine sebep olabilir.

Küresel Dinamikler ve Kaynakça Yazımındaki Dönüşüm

Birçok farklı toplumda kaynakça yazımında karşılaşılan bu farklılıklar, zamanla küresel akademik dünyada bir dönüşüm yaratmıştır. Özellikle internetin ve dijitalleşmenin etkisiyle, bilgi daha hızlı bir şekilde yayılmakta ve daha erişilebilir hale gelmektedir. Bu bağlamda, kaynakça yazımında da önemli bir evrim yaşanıyor. Artık, sadece yazılı eserler değil, online kaynaklar, dijital veritabanları ve açık erişim araştırmaları da önemli bir yer tutuyor.

Küresel etkileşimler arttıkça, kültürel farklılıklar daha da belirginleşiyor. Ancak, APA gibi uluslararası formatlar, hem yerel hem de küresel dinamikleri birleştirerek, bilimsel yazımda ortak bir dil yaratma çabasında. Ancak bu süreç, her kültürün bilgiye yaklaşım biçimini ve kaynakça yazımını etkilemekte. Kültürler arası etkileşim, bize sadece kaynakça yazmayı öğretmekle kalmıyor; aynı zamanda bilgiye nasıl değer verdiğimizi ve bu bilgiyi paylaşırken hangi toplumsal kodları kullandığımızı da gösteriyor.

Sonuç: APA ve Kültürlerarası Düşünme

APA formatının küresel bir standart olarak kabul görmesi, bilgiye yaklaşımda evrensel bir dil oluştursa da, her kültürün bilgiye bakış açısı farklılıklar gösteriyor. Erkeklerin bireysel başarıya, kadınların ise toplumsal ilişkilere odaklanma eğilimlerini göz önünde bulundurmak, sadece akademik dünyada değil, daha geniş bir toplumsal bağlamda da önem taşır. Kaynakça yazmak, aslında sadece bir yazım tekniği değil, aynı zamanda toplumsal değerlerin, kültürel dinamiklerin ve bireysel başarıların bir yansımasıdır.

Peki, sizce kaynakça yazımındaki bu kültürel farklılıklar, bilimsel dünyada daha açık ve kapsayıcı bir yazım anlayışını nasıl şekillendirir? APA gibi formatların, farklı toplumların bilgiye yaklaşımlarını ne ölçüde yansıttığını düşünüyorsunuz?
 
Üst